Bireysel Psikoterapi

Bireysel danışmanlık (psikoterapi veya konuşma terapisi), danışanların güvenli, ilgili ve mahrem bir ortamda genellikle yüz yüze nitelikli bir ruh sağlığı uzmanıyla bire bir görüşme gerçekleştirdiği bir süreçtir. 

Bireysel danışmanlık, zorlu yaşam deneyimlerinde destek almak ve değişimin önündeki tıkanıkları aşmayı hedefler.

İnsanlar doğdukları andan itibaren çeşitli yaşam deneyimleri ile karşılaşırlar. Bu yaşam deneyimleri bedende ve zihinde kaydedilir. Yeni yaşam deneyimleri bambaşka deneyimler olsa dahi kişi benzer eylem örüntüleri göstererek bu deneyimlere katılır.  Yaşamdaki fark tekrarın örüntüsüne bulanır. İlişkilerde benzer örüntüler tekrarlar. Bu tekrarlar yaşanılan sorunların kökeninde yer alır. Yaşam değişip farka açılsa da, tekrarlayan örüntü ruhsal problemlerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Depresyon ve kaygı gibi semptomlar bu tekrarlayan örüntülere eşlik eden ruhsal yanıtlar olabilir. Kişi kendisini tekrarlayan bir çıkmazın içinde bulabilir.

Tam da böyle durumlardfa bireysel danışmanlık, kaygı, depresyon, ilişkisel zorluklar, evlilik sorunları, iş hayatındaki zorluklar, öfke ve akademik problemler gibi günlük yaşamın zorluklarıyla başa çıkmaya yardımcı olabilir. 

Terapi ilişkisi, kişilerin zorlu yaşam deneyimleriyle baş etmelerine, duygularını ve davranışlarını fark etmelerine, yaşamlarındaki değiştirmek istedikleri yönleri belirlemelerine ve kendilerini daha yakından tanımalarına imkan tanır. 

Bireysel danışmanlık, şimdi ve burada, yakın gelecek ve geçmiş deneyimlere odaklanan bir süreçtir. Terapist ve danışan arasında ikili, güvene dayalı ve gelişimi hedefleyen terapötik bir ittifaka dayanan bir ilişki ve bağ sürecidir.

Psikoterapinin amacı ruhsal sıkıntılara ilişkin endişeleri konuşma alanına çekebilmek, danışanların iyileşmelerine, ruhsal olarak büyümelerine ve daha sağlıklı bir yaşam elde etmelerine destek olmaktır. 

Seans süresi genellikle 45 – 50 dakika sürer. Seans sıklığı ve süresi, danışanların ihtiyaçlarına ve terapi hedeflerine yönelik olarak değişebilir. Ruhsal sorunların şiddeti, süresi, günlük hayatı ne kadar etkilediği,  iyileşme süreci ve  terapi süresini etkileyebilir. 

Terapiler, kanıta dayalı, klinik gözlemlere tabi tutulmuş ve etkinlikleri analiz edilmiş süreçlerdir. Birçok danışan, terapinin sona erdikten sonra uzun süreli iyileşme yaşadığını belirtmektedir. 

Profesyonel olarak psikoterapistler, danışanlarının çıkarlarını gözetmeye dayalı sorumlulukla hareket etme yükümlülüğündedir. Danışanların kimlikleri ve paylaşılan içerikler gizli tutulur. Mahremiyete önem vermek ve saklamak etik olarak terapistin sorumluluğundadır.

Bir sıkıntı, olumsuz düşünce, duygu, davranış, bedensel rahatsızlık gibi günlük yaşam akışını olumsuz etkileyen bir sorun varsa, terapiye başvurabilirsiniz.

Sıkıntıların şiddetinin artmasını beklemeksizin terapi almaya başlamak, mutsuzluk, bunalma, umutsuzluk, odaklanma sorunları veya kendine zarar verme eğilimleri gibi sıkıntılarla başa çıkmada yardımcı olacaktır. 

Damgalanma endişesi, sorunlar hakkında utanç hissi, yanlış bir tutum içinde olunmadığına dair inanç, mahremiyet endişesi ve maddi problemler, bireylerin tedaviye erişimini engelleyebilir. 

Nitelikli bir terapist, bireylerin semptomlarını yönetebilme becerilerini geliştirmelerine, yaşam becerileri kazanmalarına, semptomların altında yatan nedenleri anlamalarına ve yaşamlarında değişiklikler yapabilmelerine yardımcı olacaktır. 

Bireysel terapilerin ilk seansları, danışan hakkında bilgi edinmeye odaklanarak doğru terapi sürecini belirlemek için oldukça önemlidir. Terapi sürecinde, danışanların deneyimlerini anlatmaları teşvik edilir. 

Terapi sırasında yoğun duygular tetiklenebilir, danışanlar üzgün veya kızgın hissedebilirler. Nitelikli bir terapist, seanslar ilerledikçe kişilerin güven kazanabilmelerine ve duygularını daha rahat ifade edebilecekleri bir ortam sağlama konusunda yardımcı olacaktır. Terapi sürecinde danışanlar, seanslar ve süreç hakkında sorular sorma özgürlüğüne sahip olurlar.

Bireysel danışmanlık ve terapi deneyiminde aktif katılım ve iyileşme kararlılığı ile birlikte olumlu bir terapötik ilişkiyi sağlamak gereklidir. Kendinizi rahat hissettiğiniz bir terapist ile görüşmek, iyileşme sürecine katkı sunabilir. Bazı günler terapiye gitmek zor olsa da sabırlı olmak ve tedavi planına sadık kalmak, uzun vadede önemli katkılarda bulunacaktır.

Bir terapisti bir arkadaş veya aile üyesi ile konuşmaktan ayıran çeşitli nedenler bulunmaktadır. Mesela, terapistler, danışanların güvenebileceği, düzeltebileceği veya araya girebileceği bir ilişki zemini sunarlar. 

Terapistler, kör noktaları tespit etmeye, yargılamadan sorular sormaya ve danışanların kendi inanç ve davranışlarına dair farkındalık geliştirmelerine yardımcı olurlar. Bu süreç, terapistlerin değişim odaklı konuları ele alarak ilerlemesini sağlar. 

İyi bir terapist, kişinin cevapların kendi içinde olduğunu bilen ve buna göre hareket eden bir konumda olur.

Terapinin büyülü alanı, kişilerin sorunlarına cevaplar bulabildiği, bir öteki ile kurduğu bağ ile yaşamlarındaki sorunlara çözümler bulabildiği anlamına gelir. Güçlü bir ittifak, etkili bir terapi sürecini ifade eder ve kişinin kendisini güvende, duyulmuş, hissedilmiş ve desteklenmiş hissettiği anlamına gelir.